Şirketler, çevresel sürdürülebilirlik uygulamalarına hem iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı güçlüklerle mücadele etmek hem de kurumsal değerler ile çalışanlarının önem verdiği değerler arasında kuvvetli bir bağ kurmak için artık çok daha fazla önem veriyor. Çevresel açıdan ele alındığında sürdürülebilirlik, şirketlerin ve kurumların çevreyi, dünyayı ve genel anlamıyla tüm gezegeni korumaya ve onun iyiliğini sürdürmeye ne kadar bağlı olduklarıyla ilgili. Etkili ve samimi politikalarla çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltan şirketler toplumda daha güvenilir bir konuma yükseliyor ve bu durum tüketici, yatırımcı, çalışan gibi paydaşların tercihlerini şekillendiriyor. Söz gelimi, Ernst & Young’ın yaptığı bir anketi yanıtlayan katılımcıların %55’i bir ürün satın alırken üretim aşamasından kendisine ulaşana kadar tüm bir zincirin çevreye olan etkisini dikkate aldığını belirtiyor.
Çalışanlar tarafından bakıldığında, ‘yeşil’ olma yolunda samimi şekilde ilerleyen şirketlerin iş gücünü elinde tutma ve yeni yetenekleri çekmede, ayrıca bütünsel bir esenlik kültürü sürdürmede daha avantajlı konumda olduklarını görüyoruz.
Çevreyi gözeten politikalar şirketleri çalışanların gözünde cazibe merkezi haline getiriyor
Unily, iklim değişikliğinin ve COVID-19 pandemisinin çalışma ortamlarını nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir anket yapıyor. Ankete katılan çalışanların %65’i güçlü bir çevresel politika güden şirketlerde çalışmayı tercih edeceğini, %72’si ise çevre etiğini önemsediğini bildiriyor. IBM tarafından yapılan bir araştırmada ise çalışanların ya da iş arayışında olanların %71’i çevresel açıdan sürdürülebilir politika ve tavrıyla bilinen bir şirketin çalışmak için çok daha cazip hale geldiğini ifade ediyor. Kuşaklar arası eğilimleri anlamak amacıyla yapılan bir Deloitte anketine göre, Y kuşağına mensup olanların 10’undan 9’u bir şirketin başarısının yalnızca mali tablosuyla ölçülemeyeceğini düşünüyor. İşverenin çevreye ne ölçüde duyarlı olduğu ve çalışanlarının daha iyi hissetmelerini sağlamak için ne tür kaynaklar ayırdığı da bir bu kadar önemli.
Çevresel sorumluluğun ve sürdürülebilirliğin işgücünü elinde tutmak ve yeni yetenekleri kazanmak konusunda bir şirketi rekabetçi kıldığı açıkça ortada. Ayrıca, dünyada “Büyük İstifa” olarak adlandırılan bir fenomenin yaşandığını biliyoruz. Dolayısıyla, yetenekli işgücünü kaybetmek istemeyen, dahası yeni yeteneklerle kuvvetlenmeyi amaçlayan şirketler çevre politikalarını bu ortamda önemli bir koza çevirebilir.
Çalışanlar ya da iş arayışında olanlar çevresel farkındalık ve sürdürülebilirliğe neden bu kadar önem veriyor? İş dünyası liderlerinin ve akademisyenlerin oluşturduğu The Network for Business Sustainability üç temel gerekçe gösteriyor:
sürdürülebilir tavrıyla hayranlık uyandıran prestijli bir yerde çalışmanın verdiği gurur,
gezegenin iyiliğini düşünen bir iş yerinin, çalışanlarının esenliğine de aynı şekilde yaklaşacağına olan güven,
kurumsal hedef ve değerleri paylaşmanın verdiği aidiyet hissi.
Sürdürülebilirlik, çalışan esenliği ve çevre üçgeni
İş dünyasının kolektif şekilde çevresel duyarlılıkla hareket etmesi, gezegenimizin geleceğini korurken aynı zamanda çalışan bağlılığı ve esenliği üzerinde de olumlu etki yaratır. Forum for the Future, sürdürülebilirliği “herkesin potansiyelini gerçekleştirme ve hayat kalitesini artırma” fırsatı bulacağı dinamik bir süreç olarak tanımlıyor. Birleşmiş Milletler tarafından ortaya konan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ne baktığımızda ise yine çok boyutlu bir tanımla karşılaşıyoruz. BM, yalnızca iklim değişikliğine yönelik alınan önlemlerle sınırlı kalmıyor; yoksulluğu ve eşitsizlikleri azaltmayı, sağlığı ve esenliği korumayı ve topluluklara sürdürülebilirliği önceleyen bir hayat tarzı kazandırmayı da sürdürülebilirlik kapsamında ele alıyor.
Bu bütünsellik, kurumsal esenlik kültürü yayma gayesi taşıyan Wellbees’e de kılavuzluk ediyor. Çalışan esenliğini sağlamanın ve çevreyi korumak adına samimi adımlar atmanın birbirine yakından bağlı amaçlar olduğuna ve anlamlı bir etki yaratmak için bu ikisinin tek bir kuvvet olarak görülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Kurumların çevre dostu tedbirler ve pratikler benimsemesi onların sağlığa ve esenliğe verdiği değeri göstererek çalışanın kendini güvende hissetmesini sağlar. Bu ise zamanla çalışanın işine bağlılığını artırır, potansiyeline ulaşmasına ve karşılaştığı çeşitli stres faktörleriyle başa çıkmasına yardımcı olur. O halde, çevrenin ve çalışanın esenliği birbirine bu denli bağlıyken, her ikisine de özenle yaklaşmak ve çalışanları “yeşil” hareketin etkin oyuncuları olmaları için teşvik etmek her sorumlu şirketin önceliği olmalı.
İşyerinde esenlik ve sürdürülebilirlik kültürü nasıl yerleşir?
Sürdürülebilirlik hakkında konuşarak sağlam bir başlangıç yapabilirsiniz. Çevresel farkındalığı artırmak adına kurumsal iletişim kanallarını kullanarak bültenler, içerikler yayımlayabilir ve toplantılarda ya da günlük sıradan sohbetler sırasında çevresel açıdan sürdürülebilir olmanın anlamını tartışabilirsiniz.
Kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerinizi tanılayın.
Çevresel hedefleri kurumsal değerleriniz arasına alın ve daha yeşil bir kurum olmak için belirlediğiniz yol haritasını internet sitenizde yayımlayın.
Kaydettiğiniz ilerlemeye yıllık faaliyet raporunuzda yer verin.
Hedeflerinizi gerçekleştirmek ve daha ilerisini görmek için mevcut politikalarınızı güncelleyin.
Yönetimin desteğini almak ve çalışanları sürdürülebilirlik girişimlerinde aktif olarak yer almaya teşvik etmek de en az iletişim kadar önemli.
Bu girişimlerin üst yönetimden her düzeydeki müdürlere ve çalışanlara kadar tüm şirkette benimsenip desteklenmesini sağlayın.
Farklı departmanlardan çalışanların oluşturduğu bir sürdürülebilirlik komitesi kurun. Ayrıca, sürdürülebilirlik yönündeki olumlu davranışları ödüllendirmek bunların yerleşmesine yardımcı olabilir.
Ağaç ekimi ya da parklardan ve yakın çevreden çöplerin toplanması gibi gönüllülük esaslı etkinlikler düzenleyip çalışanları bunlara katılmaya özendirerek kalıcı bir davranış değişimi yaratabilirsiniz.
World Green Building Council raporuna göre yeşil ofisler çalışanların sağlığını koruyup kendilerini daha mutlu hissetmelerini sağlayarak üretkenliği ve şirketlerin başarısını artırıyor.
Çalışma alanlarını verimsiz uygulama ve ekipmanı tespit etmek amacıyla gözden geçirin.
Hava kalitesini artırmak, gün ışığından faydalanmak ve ortama yeşil bitkiler yerleştirmek gibi küçük görünen adımları ihmal etmeyin.
Gereksiz ofis ekipmanını ve malzemesini işlerin tamamlanmasını engellemeyecek şekilde azaltın veya kullanımdan kaldırın.
Geri dönüşüme uygun ofis gereçleri kullanın ve çevreye karşı hassasiyet gösteren tedarikçilerle çalışın.
Hem çevrenin hem çalışanlarınızın iyiliği için esnek/uzaktan çalışma modellerine geçmeyi deneyin. Uzaktan çalışma trafik yoğunluğunu ve ofis kalabalığını azaltarak çevreye pek çok açıdan fayda sağlarken aynı zamanda çalışanların esenliğini de olumlu yönde etkiliyor. Fakat uzaktan çalışma modellerinin adil prosedürlere ve etkin teknolojilere dayanması çok önemli.
Çevrenin iyiliği için atılan her samimi ve cesur adım insanların iyiliği için de atılmış bir adım demek. Amaç ve değerler etrafında şekillenen böyle bir döneme şirketlerin ve çalışanların ilgisiz kalması beklenemez. İş dünyası belki de her zamankinden daha fazla çevre üzerinde yarattığı etkiler ve daha sürdürülebilir politikalar izlemenin yolları üzerine kafa yoruyor. Tüketiciler ve yatırımcılar çevresel farkındalığı yüksek markaları tercih ederken çalışanlar da benzer bir tutumla çevre etiği olan ve bu bağlamda özdeşlik kurabilecekleri şirketlerde çalışmayı istiyor. Kurumsal sürdürülebilirliğin tek bir kusursuz yolu olmadığı gibi, bu yöndeki girişimler geliştirilmeye ve iyileştirilmeye her daim açık. Samimi ve anlamlı çabalar çalışanların gözünde değerini buluyor ve onların işlerine duydukları bağlılığı besliyor. Güven, motivasyon ve aidiyet hissiyle çalışan kişiler, çalıştıkları yerleri iş arayışında olan yeteneklere de tavsiye ediyor. Bir işveren ya da lider olarak çevresel sürdürülebilirlik yönünde kararlı adımlar atmayı sürdürürken daha iyi yarınlara katkı sağladığınızı düşünün. En nihayetinde, çevrenin ve insanların esenliği, bu yoldaki en büyük motivasyon kaynağınız olacak. Geleceğin iş dünyası çevresel farkındalık ve sürdürülebilirlik etrafında şekillenirken siz de güvenilir ve sorumlu bir şirket olarak yeni düzende haklı yerinizi alacaksınız.
KAYNAKLAR
https://academ.escpeurope.eu/pub/IP%202021-33-EN.pdf
https://www.nbs.net/articles/three-reasons-job-seekers-prefer-sustainable-companies
Burcu Uluçay