Haftada 4 gün çalışma fikrinin benimsenmesi tabii ki ilgi çekici bir fikir. Pilot programı uygulayan ülkelerin başarı oranını da göz önünde bulundurunca 100-80-100 modeli çoğu için makul bir seçenek gibi görünüyor. Biz daha az çalışma saatlerine rağmen aynı kazanç ve %100 verimlilik hakkında konuşurken bazı şüpheciler haftada 4 gün çalışma modelinin her sektörde işlemeyeceğini ve uzun vadede başarısız olmaya mahkum bir yöntem olduğunu düşünüyor.
Ama hemen sonuca varmayalım. Yeni Zelanda merkezli kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan 4 Day Week Global’inki öncelikte olmak üzere, birçok çalışma işletmelerin %63’ünün haftada 4 gün çalışma programının kalifiye çalışanları kendine çekmeyi ve elde tutmayı kolaylaştırdığını öne sürüyor.
Çalışanların %78’i haftada 5 gün çalışanlara göre kendilerini daha mutlu ve daha az stresli hissederken, katılımcı firmaların hasılatı ise geçen yıla göre %37.55 oranında arttı. İşte bu tam da duymak istediğimiz haber!
Daha az çalışma saati konsepti yeni bir şey değil!
İzlanda ve İsveç 2015 yılında pilot projeler yürüttü fakat o zamanlar, çoğu kişi bu riski almaya niyetli değildi. Buna bağlı olarak sonuçlar bir nebze karmaşıktı. Şirketler daha az çalışma saatlerinin çalışanlarının performansını etkileyeceğinden hatta hasılat kaybı olacağından korkuyordu.
Haftada 4 gün çalışma modeli nedir?
Haftada 4 gün çalışmak normalde haftada 40 saat olan çalışma saatlerini, ücret veya şirket bonuslarından ödün vermeden, 32 saate indirmek anlamı geliyor. Bi dakika, doğru mu duyduk?
5 günlük işi 4 güne sığdırmak pek iç açıcı gelmese de 3 günlük bir hafta sonu kesinlikle kulağa iyi geliyor. Araştırma gösteriyor ki pilot programların katılımcılarının çoğu haftada 5 gün çalışma sistemine dönmek istemiyor ve iş - özel hayat dengelerini idare etmekte daha iyi durumdalar.
Haftada 4 gün çalışma modeli üzerine yapılmış pilot çalışmalarına bakınca modelin oldukça kompleks olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bundan bahsetmeye başlamadan önce farklı ülkelerde pilot çalışmaların nasıl işlediğine bir bakalım.
Birleşik Krallık’ın devasa pilot programı:
Birleşik Krallık’ta 70 organizasyon, haziran ayında başlayıp artık bitmiş olan, 6 aylık haftada 4 gün çalışma pilot programına katıldı. Sonuçlar 2023 yılının ocak ayında yayınlanacak ama sonuçlar daha açıklanmadan program ülke çapında “inanılmaz başarılı” olarak tanımlandı.
The 4 Day Week Global, alanında uzman yetkililer, 4 Day Week Campaign, Boston Koleji ve Cambridge Üniversitesi'nden araştırmacılar kontrolünde 6 aylık bir pilot programı yürüttü. Çalışma boyunca ortalama 3,300 çalışan haftada bir fazladan izin günlerinin ücretini aldı.
- Katılımcılardan %88’i haftada 4 gün çalışma sisteminin şirketleri için “iyi” işlediğini belirtirken %34’ü iş verimliliğinin “biraz yükseldiğini”, %15 civarı ise “büyük ölçüde yükseldiğini” belirtti.
- Katılımcılar %86 gibi inanılmaz bir oranda denemeler sonuçlandıktan sonra kalıcı olarak haftada 4 gün çalışma programına geçmelerinin “çok olası” veya “olası” olduğunu belirtti.
İrlanda, pilot programı için “ses getirecek bir başarı” dedi:
Dublin Üniversitesi ve Boston Koleji’nin finansal, sosyal ve çevresel etkilerini analiz ettiği Four Day Week Ireland kampanyasına 12 şirket katıldı.
12 şirketin 12’si de haftada 4 gün çalışma programına davet etme niyetlerini dillendirirken 9 tanesi kendini anında yeni programa adadı.
Araştırmalacılar stres, tükenme ve halsizlik gibi esenlik ölçütlerinde “kayda değer gelişmeler” olduğunu söylüyor. Gece başına ortalama 7.02 saatten 7.72 saate, çalışanlar artık 40 dakika daha fazla uyuyabiliyor.
Belçika'nın haftada 4 gün çalışma yasa tasarısı kasım ayında yürürlüğe girdi:
Belçika uzun bir zamandır çalışma saatlerini kısaltma üzerinde çalışıyor. Yılın başında başlatılan birçok pilot çalışmanın akabinde haftada 4 gün çalışma metodu sonunda yürürlüğe girdi. Yasa tasarısının gelmesiyle insanlar artık haftada 4 gün veya daha fazla çalışmayı seçebilecek.
Ama bu daha az iş saati anlamına gelmiyor. Haftada 4 gün çalışmayı seçen Belçikalı çalışanlar 5 gün çalışmalarıyla aynı miktarda iş saati çalışmak durumunda. Bu da demek oluyor ki çalışanlar bir gün fazladan tatil için her gün dokuz buçuk saati zorlamalı. Bunun Belçikalı çalışanları nasıl etkileyeceğini ancak zaman gösterecek.
Haftada 4 gün çalışmanın iyi yönlerine biraz daha bakalım:
Pandemi daha öncesinde hayalini bile kuramayacağımız bir çok ilk-sefer senaryosunu gündeme getirdi. Eskiden tartışma ve deneme konusu olan hibrit çalışma, uzaktan çalışma ve esnek çalışma saatleri gibi konseptler bugün modern dünyanın gerçekliği haline geldi. Covid sonrası dönem şimdi de haftada 4 günlük çalışma programı ihtimalini daha geniş ufuklara taşıyor.
#1 Çalışan esenliğine olan faydaları:
Çalışma haftasının kısaltılmasının çalışan esenliği, ruh sağlığı, düşük çalışan devir oranı ve daha yüksek üretkenlik gibi alanlarda dikkate değer etkileri oldu.
Fast Company’nin bir makalesine göre çalışanların katılım hissiyatı yükselirken iş kaynaklı stres %45’ten %38’e düştü. Kuruma olan bağlılıkları da %68’den %88’e fırladı. İnanılmaz!
#2 İş yerinde cinsiyet eşitliğini destekliyor:
Birleşik Krallık’ta kadınlar ailelerine bakmak için işten ayrılmak zorunda kalan 1.75 milyon insanın %84’ünü oluşturuyor. Kadınlar mesleklerini bırakmak zorunda kalmayacağından, haftada 4 gün çalışılması iş dünyasındaki cinsiyet eşitsizliğini azaltmaya yardım edecek.
Daha az ofis saatleri ve üç günlük hafta sonları ile kadınlar ailevi sorumluluklarını işlerini kaybetmekten korkmadan halledebilir.
#3 Çalışanlar çoğunlukta mutlu hissediyor ve iyi etkileşimlere giriyor:
İster Birleşik Krallık’taki son deneme ister İsveç’te hemşireler için yapılmış daha kısa çalışma haftası denemesi olsun - ülke, hemşirelerinden 5 gün boyunca günde
6 saat çalışmalarını istedi - sonuçlar pozitif görünüyor.
Ipsos diyor ki eğer istatistiklere bakarsak Amerika’nın 3’te 2’si çoktan haftada 4 gün çalışma modelini benimsemek istiyor, hatta bunun için fazladan çalışmaya da hazırlar. Çalışanların yarısı insanların 3 günlük hafta sonları olsa daha verimli olacaklarına inanıyor. Z kuşağı çalışanlarının %57’si milenyumluların ise %56’sı aynı şeyi düşünüyor.
#4 Sadece çalışan esenliği için değil çevre için de faydalı:
Küresel ısınma tarafından tetiklenen bir iklim değişikliği ile yüzleşiyoruz ve haftada 4 gün çalışma modeli sağlıklı bir çözüm gibi görünüyor. Enerji tasarrufu, trafik aksaklıkları, iş ile ev arasında kaybedilen zaman ve karbon ayak izi gibi sorunların tamamen olmasa da büyük ölçüde üstesinden geleceğiz.
Scientific American tarafından yayınlanan Utah’ta yapılmış bir araştırma şaşırtıcı oldu. Utah hükümeti geçen ağustosta 17,000’den daha fazla çalışanın çalışma günlerini değiştirdi. Cuma günleri ofis ışıklarını açmaya, hademeye veya temizliğe ihtiyaç olmadı. Buna bağlı olarak elektrik faturaları azaldı ve yaz aylarında daha da aşağılara indi. Eyaletin mayıs ayı itibarıyla 1.8 milyon Dolar tasarruf etmesiyle, deneme şaşırtıcı biçimde başarılıydı.
#5 Daha az iş gününün verimlilikte düşüşe yol açacağına dair endişelere su serpildi:
Microsoft “Work-Life Choice Challenge” raporu haftada 4 gün çalışma modeli denemelerinde %40 oranında verimlilik artışı gözlemledi.
Birleşik Krallık’taki Atom Bank haftada 4 gün toplamda 32 saat süren yeni çalışma modelini başlattı. İş açığı olan alanlara yapılan başvurularda %500’lük bir artış gözlemlediler. Dahası, Ağustos 2022’de bankanın verimliliği %92 gibi dile kolay bir oranda yükseliş gösterdi.
Çevresel danışmanlık şirketi Tyler Grange 100-80-100 prensibini benimsedi. İdari Müdür Simon Ursell yeni çalışma yöntemleri üretmenin biraz inovasyon istemiş olduğunu belirtse de çalışan mutluluğunda yükseliş olduğunu söyledi. Üç günlük hafta sonlarının halsizliğe iyi gelmesinin yanı sıra verimlilik açısından da şirket %101 oranında çalışmakta. İşte bu övgüyü hak ediyor!
Ama her sosyal değişiklikte olacağı gibi pozitiflerin yanında negatifler de var.
Bunlar da haftada 4 gün çalışma modelini uygulamanın negatif yan etkileri:
#1 Müşteri memnuniyetinde düşüş:
Utah hükümeti haftada 4 gün çalışma modeliyle inanılmaz çevresel avantajlar tecrübe etse de hükümet servislerinin cuma günleri erişilemez olması sonucu insanlar “kötü müşteri hizmetleri” diye söylendi.
Yapay zeka destekli iletişim robotları büyük ölçüde insan işçiliğinin yerini tuttu. Çalışanların müşteri ihtiyaçlarına cevap veremeyeceği günlerde iletişim robotlarının vermesi uygulanabilir bir opsiyon ama bunun ne kadar verimli olacağı sorusu henüz cevaplandırılmış değil.
#2 Çalışan esenliğine zarar verme ihtimali var:
Haftada 4 gün çalışma fikri cezbedici ama her gün 10 saat çalışmak fazladan bir gün tatile değer mi? İşe gelmekten kaçınma, düşük iş memnuniyeti, stres ve iş yükünde artış gibi konular gündeme gelebilir.
Yeni Zelanda’nın haftada 4 gün çalışma denemesi bunun mükemmel bir örneği. İnsanlar sorumluluklarını yerine getirmekte sıkıntı yaşayabileceğinden çalışma günlerini azaltmak ille de çalışan esenliğini pozitif etkileyecek değil.
Microsoft Japonya’nın çok ses getiren haftada 4 gün çalışma modelinin başarısı deneme sürecinde verimliliğin artışı üzerinden ölçüldü. İş verenler eğer gerçekten çalışanlarının iş - özel hayat ilişkisini iyileştirmeyi hedefliyorlarsa, üretkenliği çalışan esenliğinin önüne koyarken dikkatli olmalı.
#3 Haftada 4 gün çalışma prensipte yanlış yaklaşımlara açık bir sistem:
Çalışanlardan 5 günlük çalışma saatlerini 4 güne sığdırmalarını beklemek sorunlara çözüm olmaktansa sebep olabilir.
Çalışanların halsizlik ve stres halinde olmasının düşük verimliliğe yol açması olası. Bu da çalışan esenliği ve performansından ödün verilmesi manasına gelebilir.
Çalışanların aktifliğini etkileyip iş - özel hayat dengeleri ve genel mutluluk seviyelerinin çalkalanmasına yol açabilir.
Bazı şirketler 4 günlük çalışma haftasında 35 saati, bazıları ise 40 saat sıkıştırmayı deniyor. Şirketin prensibe olan yaklaşımı uygulamada deneyselliğe yer bırakıyor.
Çalışanların aşırı çalışmak zorunda kalmayacağı ve işverenlerin istedikleri verime ulaşabileceği dengeli bir yaklaşım harikalar yaratacaktır.