Şirketler uzaktan eğitim ve gelişim programları ile işin geleceğini tasarlıyor
Online ve e-öğrenme programları hayatımıza uzun süre önce girmiş olsa da korona virüsünün yarattığı krize karşı bir çözüm olarak daha fazla ön plana çıktı. Sanal eğitimler olarak da adlandırabileceğimiz bu programlar; içeriği eğitmenin yürüttüğü oturumlar, webinarlar, videolar ve online erişimli tekrar kitleriyle birden fazla sunum yaklaşımını kullanıyor. Uzaktan eğitimler öncelikle uzaktan ya da hibrit düzende çalışan kişilere yönelik tasarlandığından bunların her an ve her yerden erişilebilir olması gerekir. Uzaktan eğitim ve gelişim programları ile mevcut eğitim yöntemlerini yaratıcı bir şekilde birleştirebilen ve öğrenme deneyimini maksimum fayda getirmesi için tasarlayan şirketler yeni normalde ve bunu takip eden yıllarda işin geleceğini de yeniden kurgulayacaklar.
Uzaktan çalışan ekiplerin eğitim ihtiyaçlarını online programlarla nasıl karşılayabilirsiniz?
Skillsoft’un Avrupa Orta Doğu ve Afrika Bölgesi başkan yardımcısı olan Agata Nowakowska öğrenme kültürü kuvvetli olan kurumların nitelikli işgücünü diğer kurumlara göre %30-50 oranında daha fazla elinde tutabildiğini söylüyor. Çalışan bağlığını ve katılımını artırmanın en önemli unsurlarından birinin öğrenmeyi teşvik eden bir çalışma ortamı sunmak olduğunu biliyoruz. Uzaktan çalışanların oranı gittikçe artarken ihtiyaçları da çeşitlenen bu yeni işgücü öğrenme deneyimini her an yaşamak, öğrenme pratiklerini dönüştüren teknolojik gelişmeleri yakalamak ve gerek zamansal gerek mekânsal kısıtlamalardan bağımsız olarak kendilerine özel bir öğrenme süreci geçirmek istiyorlar. Yeni çalışma şekillerinin eğitim ve gelişim politikalarını da etkilediğini göz önüne aldığımızda cevap bekleyen pek çok soruyla karşı karşıyayız: Uzaktan eğitim ve öğrenme programlarında hangi tür içerikler sunulmalı? Bu içerikleri en etkili hangi yöntemlerle ulaştırabiliriz? Çalışanın öğrendiklerini pekiştirmesi ve pratiğe dökmesi için neye ihtiyacı var?
Başarılı uzaktan eğitim programları için öncelikle içeriğe ve sunum yöntemlerine dikkat edin
Kapsamlı bir uzaktan eğitim programının içerikleri, mikro-öğrenme denilen sürece uygun tasarlanmalı. Mikro-öğrenmede içeriği odaklanması daha kolay olacak şekilde küçük modüllere böler, böylece bilgi edinme işini zamana yayarak akılda kalmasını kolaylaştırırız. Küçük kısımlara ayrılarak sunulan içerikler, kişinin öğrenme deneyimini eğitim ‘mekânı’ dışına taşır ve ihtiyacı olduğu her an o bilgiye dönüp yeniden bakmasını sağlar.
Uzaktan eğitim ve öğrenmeyi anlık bir olaydan kalıcı bir sürece çevirmek için içerik ne kadar önemliyse bu içeriği ulaştırmak için kullanılan yöntemler de aynı derecede önemlidir. İçerikler videolarla, animasyon ve kısa testlerle, forumlar, soru-cevap ve hikâye anlatıcılığı yoluyla sunulmalı. Ayrıca, uzaktan eğitime etkileşim niteliği kazandırmak amacıyla koçluk oturumları, grup aktiviteleri, zengin bir online kütüphane ve atölye çalışmaları eklenmesi ihmal edilmemeli. Bu şekilde, katılımcıların anlık fikir paylaşımı ve işbirliği için uygun olan iletişimi sağlamaları kolaylaşır.
Öğrenme etkinliğine motive edici güçlükler eklendiğinde uzaktan eğitimlerin başarılı olma şansı artar. Meydan okumalar da diyebileceğimiz bu güçlükler belli bir amaç dâhilinde ve gerçekçi oldukları sürece hem kişinin şevkini besler hem de grup içi işbirliğini kuvvetlendirir. Oyunlaştırma (Gamification), yaratıcılığı güdüleyen bir öğrenme ortamı yaratmak ve katılımcıları edinimleri dolayısıyla kutlamak için mükemmel bir yoldur. Katılımcıları farklı zamanlarda eğitim platformunu ziyaret etmeye ve yeni alışkanlıklar kazanmaya teşvik etmesi oyunlaştırmayı kuvvetli bir pekiştirme aracı yapar. Uzaktan eğitimler, içerik ve sunum yöntemlerinden sonra koçluk ve teorik kazanımın uygulanmasıyla tamamlanmalı. Araştırma ve danışmanlık hizmeti sunan Gartner’ın 2021’de yaptığı bir çalışmaya göre uzaktan eğitim modüllerini başkalarına koçluk sunarak pekiştiren kişiler eğitim aşamasından sonra bunun takibini yapmayanlara göre kazanımlarını 1.5 kat daha fazla işine uygulamalı olarak yansıtabiliyor.
Eğitim ve Gelişim Programları ile Çalışan Esenliği Birbirinden Ayrı Düşünülmemeli
McKinsey & Company, öğrenme ve gelişimin üstlendiği temel rollerden birinin çalışan bağlılığını artırıp onu daha katılımcı olmaya teşvik etmek olduğunu ifade ediyor. Kendini çalıştığı kuruma daha yakın hisseden birinin üretkenliğinin artması ve kaydettiği ilerlemeden memnun olması ihtimali çok yüksek. Böyle olumlu bir ruh haliyse çalışanı kaygı, stres faktörleri ve ruhsal gücünü zayıflatan etkenlere karşı daha korunaklı kılıyor. Kurumların eğitim ve öğrenme programlarını çalışanın ihtiyacına göre düzenli bir şekilde sürdürmesi yeni yeteneklerin kazanılması yoluyla özgüveni ve kariyer fırsatlarını artırarak kişinin sağlığını ve esenliğini olumlu etkiliyor.
Eğitim ve öğrenme programları ile çalışan esenliği başka bir açıdan daha birbirini besliyor. Uzun yıllardır kurumların eğitim politikaları öncelikle yetenek kazanımı ve kariyer gelişimi üzerine tasarlanan programlarla şekillenmekteydi fakat özellikle pandemiyle birlikte bu durum fark edilir derecede değişti. Şirketler son iki yıldır çalışanların ruhsal sağlığının ve yılmazlığının ne kadar sarsıldığını görerek sağlık ve esenlik programlarını genel gelişim programlarına daha fazla dâhil eder oldu. MetLife’ın 2020’de yaptığı bir araştırmaya göre ruhsal olarak kendini sağlıklı hisseden çalışanların %79’unun çalıştıkları kurumla aralarındaki bağın daha kuvvetli olduğu görülüyor. Katılımcı, üretken ve yeni öğrenmelere açık olmak, stres faktörlerinin ve kişiye iyi gelmeyen alışkanlıkların ortadan kaldırılmasına bağlı ki anlamlı bir esenlik yolculuğu işte burada devreye giriyor.
Biz Wellbees’te esenliği sekiz başlıkta ele alarak insanlara keyifle yürüyecekleri bir yolun açılabileceğine inanıyoruz. Beraber esenlik yolculuğuna çıktığımız danışanlarımızdan aldığımız geri bildirimler; mobil kullanıma elverişli ve tek bir yerden ulaşılabilen dijital bir içerik platformunun esenliği hayatın her açısıyla ele alarak alışkanlık kazandırmada son derece etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca, anlamlı değişimler için uzman desteğinin ve tavsiyesinin gerektiği anda ulaştırılması da bir bu kadar önemli. Esenliğin çeşitli konuları üzerine düzenlediğimiz webinarlar ve özellikle yılmazlık okulu seminerlerinin işyeriyle bağlantılı stresi ve kaygıyı yönetmede çalışanlara son derece yardımcı olduğunu da gözlemliyoruz. Çalışan kendini daha sağlıklı ve huzurlu hissettiği için işyerine ve yaptığı işe bağlılığı artıyor ve açık bir zihinle kendini daha fazla nasıl geliştirebileceğine odaklanıyor.
Pandemi tüm dünyada çalışan eğitim ve gelişim süreçlerini çok derinden etkiledi. Gittikçe ‘uzaklaşan’ ama aynı zamanda yakınlaşan bir dünyada farklı zaman dilimleri ve mekânlar arasında işbirliği yapmak, yeni yetenekler kazanmak, var olan yeteneklerimizi geliştirmek ve büyümeye devam etmek zorundayız. Eğitim ve gelişim politikalarının yeniden düzenlenmesi gerekliliği işveren için ciddi bir mesele. Genel eğilim o ki sorunun büyük kısmı çok yönlü uzaktan eğitim programlarında çözülecek. Tasarım sürecinden bakıldığında, uzaktan ya da online eğitimlerin mikro ölçekte öğrenmeye elverişli içeriklere sahip olması ve bu içeriklerin videolar, webinarlar, resimli bilgi posterleri, oyunlaştırma ve meydan okumalarla sunulması önemli. Öğrenimleri belli bir bağlama oturtmak içinse özellikle eğitim sonrası koçluk ve pratik uygulamaların yapılması öneriliyor. Aynı derece önemli diğer konu da istikrarlı bir eğitim ve gelişim politikasının çalışan esenliği dolayısıyla bağlığı ve performansı üzerinde olumlu etki yarattığıdır. Şirketler çalışan gelişimi stratejilerine bütünsel bir esenlik programını da dâhil etmeli çünkü bir kurum ancak onu yaşatan insanlara iyi bakılırsa büyüyüp serpilebilir.
Kaynaklar:
The future of learning and development: what hr needs to know - unleash group
5 virtual training strategies to engage your employees - engageforsuccess.org
Improving employee well-being: how your l&d program can help - bizlibrary.com
Boosting employee mental health and well-being - plethoralearning.com
Coaching is key to making virtual learning ‘stick’ - shrm.org
Yazar: Burcu Uluçay